Yargıtay 13. Hukuk Dairesi’nin 14.01.2016 tarih 2014/43438 E., 2016/410 sayılı Kararı
- İtirazın İptali
- Kredi Sözleşmesinde Taksitlerden Birinin Veya Birkaçının Ödenmemesi
- Muacceliyet Uyarısı
- Tüm Borcu Kat Etmek
Özet : 4822 sayılı yasayla değişik 4077 sayılı Kanunun 10/3 maddesi gereğince, kredi veren, taksitlerden birinin veya birkaçının ödenmemesi durumunda kalan borcun tamamının ifasını talep etme hakkını saklı tutmuşsa, bu hakkın; ancak kredi verenin tüm edimlerini yerine getirmiş olması halinde ve tüketicinin birbirini izleyen en az iki taksidi ödemede temerrüde düşmesi durumunda kullanabileceği, fakat kredi verenin bu hakkını kullanabilmesi için kredi kullanana en az bir hafta süre vererek muacceliyet uyarısında bulunması gerektiği gözetilmelidir.
Karar : Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.
Davacı banka, davalının tüketici kredisi kullandığını, borcunu ödemediğini, kredi hesabının kat edilerek ihtar çekildiğini ancak sonuç alınamadığını, alacağın tahsili için başlatılan icra takibine de haksız itiraz edildiğini ileri sürerek itirazın iptaline ve %40 icra inkar tazminatına karar verilmesini istemiştir.
Davalı, davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2-4822 sayılı Kanun ile değişik 4077 sayılı Kanunun 10/3. maddesinde “… Kredi veren, taksitlerden birinin veya birkaçının ödenmemesi halinde kalan borcun tümünün ifasını talep etme hakkını saklı tutmuşsa, bu hak; ancak kredi verenin bütün edimlerini ifa etmiş olması durumunda ve tüketicinin birbirini izleyen en az iki taksidi ödemede temerrüde düşmesi halinde kullanılabilir. Ancak kredi verenin bu hakkını kullanabilmesi için en az bir hafta süre vererek muacceliyet uyarısında bulunması gerekir.” hükmü yer almaktadır. Mahkemenin de kabulünde olduğu üzere davacı bankanın öncelikle muaccel olan taksitlerin ödenmesi için bir hafta süre vererek muacceliyet uyarısında bulunması gerektiği halde tüm borcu kat etmek suretiyle muacceliyet uyarısında bulunduğu ve kanunun 10. maddesindeki şartın yerine getirilmediği açıktır. Ancak davacı bankanın, davalı borçlunun hesap katinde ve takip tarihinde halen ödemediği yada eksik ve geç ödediği taksitler nedeniyle gecikme faizi ve diğer fer’ileriyle birlikte takip yapma hakkına sahip olduğu gözetilmeden davanın tümden reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.
Sonuç : Yukarıda 1. bentte açıklanan nedenlerle davacının sair temyiz itirazlarının reddine, 2. bent gereğince kararın temyiz eden davacı yararına BOZULMASINA, peşin alınan 24,30 TL harcın istek halinde iadesine, HUMK’nun 440/1 maddesi uyarınca tebliğden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 14/01/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.